Pages

29 Temmuz 2015 Çarşamba

TEYZEMİN ANISINA

Onu son gördüğümde onu ilk kez gördüğümü fark ettim.O çekingenlikle örtülen perde kalkmıştı.Sonsuzluğa o pencereden açılacakmışım sandım..Sonra bu öyküyü okudum bugün.Söze gerek yok dedim kendime...Sevgiyle

Sadık Yalsızuçanlar'dan yeni bir öykü: "Yüzün içyüzü"(*)
Güzerân - Öyküler
Yazan SadıK YalsıZuçanlaR   
07.06.2015 09:20
 Dedemin yüzü böyleydi.

Ona bakınca yüzün hiçbir süsleme barındırmayan bir sadelik olduğu görülürdü.

İki göz, bir burun, bir ağız ve alın görünmezdi.

Onu deniz gibi görürdüm. Dalgaları vardı ama onlar celallendiğinde belirirdi.

Alnı denizin ortası gibiydi.

Gözleri denizin en derin yeriydi.

Gözlerine bakamazdım.

Bakınca kaybolurdum.

Çocukken birkaç kez kaybolmuştum. Ondan daha tuhaf bir kayboluş.

İki kaşının arasında bir yazı vardı. Onu okuyana değin bu yüzün sıradan bir insan yüzü olmadığını hissedememiştim. Hissettiğimde olanlar oldu.

O yazıyı okudum.

Orada neyi okuduğumu söylemeyeceğim. O benim sırrım, onu fâş edemem. Ama herşeyin o üç harften ibaret olduğunu söylemeliyim.

Onu okuyunca, dedemin yüzünde kendimi gördüm.

Yüz birdi. Orda bir’i gördüm.
Bu yazıya ilk yorumu yazın | Sitene ekle | Görüntüleme sayısı: 1237 | Devamını